Gündem

3 ay sabahlara kadar çalışarak taşınabilir solunum cihazı üretti

Türkiye’de ilk korona virüs vak’asının görülmesi ile birlikte Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca ile Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın, yerli solunum aygıtı yapım çağrısına duyarsız kalmayan emekli metakronik mühendisi Tufan Pak, ahşap atölyesinde çalışmalara başladı. Türkiye’de ilk vak’anın görüldüğü günlerden itibaren çalışmalarına başlayan Pak, takribî 2 aylık bir çalışmanın neticesinde tasarımı ve yazılımı kendisine ait olan taşınabilir yerli solunum makinesinin prototipini hazırladı. Takribî ağırlığı 1,5 kg olan ve akümülatör ile çalışabilen solunum aygıtı, bireyin bilgilerinin girilmesinin ardından yerleştirilen sensörler sayesinde kandaki oksijen seviyesini ölçerek, hastanın vaziyetine göre solunum desteği yapıyor.

“İlk prototipi çalıştırdık”

Ürettiği solunum aygıtı hakkında bilgiler veren Tufan Pak, ilk prototipi çalıştırdıklarını belirterek, “Mart ayında korona virüs ortaya çıktığında Sıhhat Bakanı ve Teknoloji Bakanı ‘Solunum makinesine gereksinimimiz olacak, yerli ve ulusal yapım yapabilecek herkes bu işe girişsin. Çaba başlayacak’ dediler. Ben de o zaman kendi olanaklarımla planlayabileceğim bir aygıt düşündüm. Benim olanaklarım taşınabilir bir aygıt yapabilecek kadardı. Öyle başladım ben tasarımlara. 10 Mart’tan bugüne kadar bin 200 satır kodlama yaptım. İlk prototipi çalıştırdık. Bunu yaparken de tıbbi mevzularda nasıl olması mevzusunda Selami hekimimiz bize çok destekçi oldu. 10 Mart’tan bu yana sabahlara kadar çalıştık” dedi.

“Tasarımda görseli daha muntazam, daha işlevsel bir aygıt ortaya çıkacak”

Son tertip etmelerin ardından görseli daha muntazam ve işlevsel bir aygıt ortaya çıkaracağını söyleyen Pak, “Prototip çalıştıktan sonra değişik tasarımlara yöneltti bizi. Beceriksizlerimiz ortaya çıktı. Onları da yaptık. Son tasarımda görseli daha muntazam, daha işlevsel bir aygıt ortaya çıkacak. Bizim burada kart yapma talihimiz yok. Kartları dışarıdan alıyoruz. Ama kartların dışında her şeyi burada kendimiz yapıyoruz” diye konuştu.

Sıradaki Haber :  Otobüste kafesinden kaçan kedinin ortalığı birbirine kattığı anlar kamerada

“En büyük özelliği taşınabiliyor olması”

Ürettiği makinenin en büyük özelliğinin taşınabilir olması olduğunu belirten Pak, “En büyük özelliği taşınabiliyor olması. Takribî ağırlığı 1,5 kg. Çok basit kullanılabilen, mekanik bir arıza olduğunda birkaç saniye içinde manuel kullanıma dönebilen bir aygıt. Ambulanslarda, mobil sıhhat takımları çantasında taşıyabiliyor. Akümülatörle 4 saat süresince çalışma kapasitesi var. Ama sıradanda elektriğe taktığınızda çalışabiliyor. Akümülatörlü olmasının nedeni kırsal alanda müdahale yapmaları gerektiği zaman” biçiminde konuştu.

“Cihazda 3 segment var”

Pak, oksijen sensörünü hastanın parmağına taktıktan sonra gerisini aygıtın hallettiğini ifade ederek, “Suni zekâyla çalışıyor. Hastanın parmağına takacağınız bir sensörle makine çalışmaya başlıyor. Kanındaki oksijen oranını ölçüyor. Cihazda hekimin bir ekip ayarları girmesi gerekiyor. Hastanın yaşını girmesini gerekiyor. Zira cihazda çocuk, erişkin ve yaşlı 3 segment var. Ona göre tercihini yapıyor. Oksijen sensörünü parmağına taktıktan sonra gerisini makine hallediyor” ifadelerini kullandı.

Faruk Çidem – Erol Değirmenci
 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu