Elif Naci
Elif Naci Biyografisi
Önceleri empresyonist hoşgörüyle resim çalışan Elif Naci, gitgide artarak soyut resme yöneldi.
Elif Naci, 10 Ağustos 1898 tarihinde Çanakkale’nin Gelibolu ilçesinde doğmuştur. İlköğrenimine Babası Miralay Hüsnü Bey’in görevi dolayısıyla bulundukları Edirne’de 1905 yılında başladı. 1908 yılında ailesiyle İstanbul’a taşınınca ilköğretimini ve ortaöğrenimini İstanbul’da Ayasofya Rüşdiyesi ile Vefa Sultanisi’nde yapan Elif Naci, fotoğraf yapmaya lise yıllarında başladı. Lisede iken Hasan Ali Yücel, Peyami Safa, Yusuf Ziya Ortaç ve Ekrem Hakkı Ayverdi ile derslik arkadaşıydı. 1914 yılında Sanayi-i Nefise Mektebi Fotoğraf Bölümüne girdi ve okula başladıktan birkaç ay daha sonra I. Dünya Savaşı çıktı ve on yedi yaşında iken askere alındı; savaş boyunca dört yıl askerlik yaptı. Tahliye edilince okuluna geri döndü ve İbrahim Çallı‘nın öğrencisi oldu. 1928 yılında Akademiden mezun oldu.
Üniversitede öğrenciliği sırasında geçinebilmek için bir yanlamasına da evraklar memuru olarak gazeteciliğe başladı. 1937 yılına kadar farklı alanlara yönlendirilmiş gazetelerde sürdürdüğü gazeteciliğe 1937 yılından itibaren Cumhuriyet Gazetesi‘nde devam etti ve gazetenin arşivini 40 sene baştan başa yönetti. Gazete ressamı almak istemeyen Elif Naci, daha sonra farklı alanlara yönlendirilmiş sanat yazıları da yazdı ve iyi bir polemist oldu. İlk çalıştığı gazete Celâl Nuri, Suphi Nuri ve Sedat Nuri kardeşlerin çıkardığı İleri gazetesidir. Arkasında İkdam, İfham, Milliyet, Tan, Son Telgraf ve Cumhuriyet gazetelerinde çalıştı.
1928 yılında Akademiyi bitirince Türk ve İslâm Eserleri Müzesi’ne önce müdür yardımcısı, daha sonra müdür oldu. Bu görevi esnasında resimlerine Arap harflerini ve Türk motiflerini soktu.
Üniversiteden mezun olduktan sonradan farklı alanlara yönlendirilmiş illerde fotoğraf öğretmenliği yaptı ve Müstakil Ressamlar ve Heykeltıraşlar Birliğine katıldı. İlk sergisini 1 Eylül 1930 tarihinde Alay Köşkü’nde açtı. Bu sıralarda bir yandan Galatasaray sergilerine, bir yana da Müstakil Sanatçı ve Heykeltıraşlar Birliği’nin sergilerine katılıyordu.
Elif Naci, 1933 yılında Türk Sanatında önemli grup hareketlerinden birisi olarak Nurullah Berk, Zeki Faik İzer, Cemal Tollu, Abidin Dino ve heykeltıraş Zühtü Müridoğlu ile ‘D Grubu’nun kurucu üyeleri arasında yer aldı. (Grubun adı, Türkiye’deki dördüncü grup olmalarından ve d harfinin alfabedeki dördüncü harf olmasından kaynaklanmaktadır.)
Sanat hayatına büyük bir gürültüyle girişi, Ekim 1933’te açılan, kurucuları arasında bulunduğu “D Grubu”nun ilk sergisiyle oldu. Ondan daha sonra bu grup Halkevi, Güzel Sanatlar Akademisi ve Fransız Konsolosluğu salonlarında olmak üzere on beş sergi daha açtı. D Grubu’nun 1947 ‘de dağılışına dek, bütün grup sergilerine fotoğraf verdi.
1939 yılında ilk devlet sergisine Atatürk portresiyle katılan Elif Naci, Malatya Aslantepe arkeoloji kazılarında hükümet komiseri olarak tahsis yaptı. 1940 yılında düzenlenen yurt gezisine katılarak Samsun’a gitti ve ikinci devlet sergisinde bu ilden yaptığı resimlerini sergiledi. İkinci Dünya savaşının yoğunlaştığı bir dönemde, askerlik göreviyle gittiği Balıkesir’de bireysel sergisini açtı. Bu sergiyi, 1944 ve 1949 yıllarında açtığı sergiler izledi. 1953 yılında Fatih Müzesi’ne atanıp, bir yıl sonra Topkapı Sarayı’nda müzecilik görevini sürdürürken, Galatasaray Lisesi’nde beşinci sergisini açtı.
Yurt açık havada da Budapeşte, Atina, Bükreş, Moskova, Brüksel, Londra ve Paris’te değişik karma sergilere katılan Elif Naci, ikinci şahsî sergisini 1947’de Eminönü Halkevi’nde, üçüncüsünü ise retrospektif olarak 1951’de Galatasaray Lisesi girişinde açtı.
Bu sergi dolayısıyla yayımlanan Elif Naci adlı broşürde otuz dört düşünce adamı ve artist onun hakkındaki fikirlerini dile getirdiler. Sanatçı Cemal Tollu, Elif Naci’nin resimleriyle şiir yazar, Avrupa tesirinden uzakta yerli bir sanatçı olduğunu söyler.
Öğrencilik zamanlarında daha fazla ev içi resimleri yapan ve izlenimciliğin etkisi altında kalan Elif Naci, daha sonraları D Grubu ile birlikte soyuta yöneldi. Benzer dönemde Paul Klee, George Braque gibi modern ressamlardan ve Hafız Osman, Mehmet Esat gibi hat sanatçılarından etkilendiği söylenebilir. 1940’lardan daha sonra batı sanatının etkisinden sıyrılıp doğuya yönelerek hat sanatı soyutlamalarıyla ilgilendi.
Alıştırma hayatı boyunca Türk-İslam Eserleri Müzesi müdür yardımcılığı ve müdürlüğü (1937-1956), Topkapı Sarayı Müzesi müdür yardımcılığı (1962-1963) görevlerinde de bulundu. 1964 yılında II. Mehmed‘in (Fatih Sultan Mehmed) zehirlenerek öldürülmüş olabileceği ihtimali üstüne mezarının açılıp naaşından numune alınmasını savunmuştur.
Elif Naci, 1963 yılında Topkapı Sarayı Müzesi müdür yardımcılığından emekliye ayrıldı. Ama gazeteciliğini Cumhuriyet gazetesinin kayıtlar memuru olarak hayatının son yıllarına kadar sürdürdü.
Kültür anlaşması gereği gittiği Bağdat’ta resimlerini sergiledi ve Türk sanatı üzerine konferanslar verdi. 1965’te bütün dönemlerini taşıyan detaylı bir gösteriyle yeni bir sergi düzenledi. 1970’i izleyen yıllarda sergi çalışmalarını yoğunlaştırdı.
Böylece çok makalesinden diğer On Yılda Resim 1923-1933 (1933), Şarkta Resim (1943), Elif’in 60 Yılı, Resimde ve Basında (1976) ve Anılardan Damlalar (1981) adlı kitapları da bulunmaktadır.
60. sanat yılında kendisine bir jübile düzenlendi. Hakkında yazılanlar Elif’in 60 Yılı adlı kitapta toplandı. 1982’de kendisine Devlet Övünç Plaketi verildi. 1984’te İstanbul Gazeteciler Cemiyetinden Bir Ömür, TGS’den Emek Şükranı ve Basın Yayın Genel Müdürlüğünden Hizmet Belgesi ödüllerini aldı.
1925 yılında Makbule Bayan ile evlendi.
Elif Naci, 8 Mayıs 1987 tarihinde İstanbul’da 89 yaşında ölmüştür.
Kitapları :
1933 – On Yılda Fotoğraf 1923-1933
1943 – Şarkta Resim
1976 – Elif’in 60 Yılı, Resimde ve Basında
1981 – Anılardan Damlalar