Eskişehir’deki vaka artışı duyarlı vatandaşları isyan ettiriyor
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıkladığı vaka sayısı en çok artan kentler arasında bulunan Eskişehir’de tedbirlere yeterince uyulmaması vatandaşı endişelendiriyor. Mart ayından bu yana 150 kadar kişinin korona virüs nedeniyle hayatını kaybettiği şehirde, yaklaşık 4 bin kişi de evinde tedavi görüyor. Korona virüs tedavisi sağlayan Yunus Emre Devlet, Şehir Hastanesi ve Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanelerinin pandemi servislerinde ise onlarca entübe ve yaklaşık 500 kişinin tedavisinin sürdüğü belirtiliyor.
İl genelinde maske kullanımına çoğunlukla uyulurken, özellikle toplu taşıma araçlarında sosyal mesafe kuralına dikkat edilmemesi, aile için kalabalık görüşmeler, maskeli girilen iş yerlerinde maskelerin çıkartılması ve çeşitli kutlamalar risk oluşturuyor. Barlar sokağı, Adalar, Hamamyolu ve Doktorlar caddeleri gibi günün belli saatlerinde kalabalıkların yoğunlaştığı bölgelerdeki sosyal mesafe kuralına uyulmaması dikkati çekiyor.
Maskesiz almıyorlar, ama kapıdan içeri girdikten sonra kimsede maske yok
Halkın çoğunluğu, denetimlerin arttırılması ve kurallara uymayanların daha ağır cezalandırılması, belli kısıtlamaların getirilmesi gerektiğini görüşünü paylaşıyor. Hümeyra Memiş, yaşanan vaka artışını insanların sorumsuzluğuna bağlayarak, “Çünkü en yakın örnek olarak adalara girdiğimizde her yer dolu. Kimsenin umurunda değil. Mekanlar maskesiz almıyor, fakat kapıdan içeri girdikten sonra kimsede maske yok. Yani herkes umursamaz şekilde hastalık ve virüs yokmuş gibi hayatına devam ediyor. Bu şekilde daha da fazla yayılacağını düşünüyorum. Bu şekilde devam ederse kısıtlamaların tekrar geleceğini düşünüyorum. Kısıtlamalar tekrar gelmeli, çünkü bu kadar insanı durdurmanın başka yolu yok. Çünkü Adalara girdiğinizde her yer dolup taşıyor, kimsenin umurunda değil. Maskesiz almıyorlar, ama kapıdan içeri girdikten sonra kimsede maske yok. Herkes umursamaz bir şekilde, hiç sanki hastalık yokmuş gibi, virüs yokmuş gibi bu şekilde hayatına devam ediyor, kimsenin umurunda değil. Bu şekilde daha da çok yayılacak zaten, yayılır da yani kimsenin umurunda olmadığı için” dedi.
Kısıtlamalar getirilebilir
Zeynep Gümüşkanat ise, “Kapalı alanlarda oturduğumuz andan itibaren maske takmıyoruz. Çevremizdeki insanlarda sarılmaktan öpüşmekten çekinmiyoruz. Toplu taşıma araçlarında çok fazla insan yoğunluğu oluyor. Önlem olarak bence tekrar kısıtlamalar getirilebilir. En baştan sadece hafta sonuna yönelik sokağa çıkma yasağı yerine 1-2 haftalık sokağa çıkma yasağı getirilmesi daha doğru olurdu. Fakat ekonomimizin bunu kaldırabilecek bir durumu yok. Önümüzdeki süreç ne getirir bilmiyorum” dedi.
İşi olmayan insanların sokakta gezmemesi önemli
Bir başka vatandaş, maske kuralına pek uyulmadığını anlatırken, “Maskeler ya bileğiniz de geziyor, ya kolumuzda geziyor, ya çenemizde, ya da alnımızda geziyor. İkincisi sosyal mesafe kuralına uymuyoruz. Dip dibeyiz ve maskemiz yok. Sürekli çevremize virüs taşıyoruz. Yani kesinlikle sorumluluk bizde. Daha önceki tedbirlerde olduğu gibi sokağa çıkma yasağı tekrar gelse daha iyi olur diye düşünüyorum. Çünkü daha önceki sokağa çıkma yasaklarında vaka sayıları bayağı düştü. İşi olmayan insanların sokakta gezmemesi vaka sayılarını düşürdü. Yerinde bir karar olur diye düşünüyorum” şeklinde belirtti.
Eskişehir’deki vaka sayılarındaki artışta genç nüfus etkili
Dershaneye giden bir genç ise; “Burası zaten bir öğrenci şehri. Kendi yaşıtlarım adına konuşmam gerekirse lise öğrencileri çok fazla. Hepimiz dershanelere ve özel derslere gidiyoruz. Fakat herhangi bir denetim olmadığı için sosyal mesafe ve tedbir olmuyor. Kapalı ortamlarda ders işlediğimiz için vaka sayılarının artışında etkili olduğunu düşünüyorum. Sonuçta çok fazla öğrenci var. Dershaneden sonra vakit geçirmek için cafeye gidiyoruz. Eskişehir’deki vaka sayılarındaki artışa genç nüfusun etkili olduğunu düşünüyorum. Okulların çok erken açıldığını düşünüyorum. Daha geç açılabilirdi veya açılmayabilirdi bir süre. Bazı ülkelerde hala gece sokağa çıkma yasakları devam ediyor. Bence burada da olabilir. Sonuçta gece hayatının hızlı olduğu bir şehirdeyiz. Barlar sokağı gibi gece hayatının merkezi olan bölgeler çok kalabalık ve çok aktif. Ben oralardan geçmekte tedirginlik yaşıyorum” diye anlattı.
Bahadır Turgut